zincir, halka, bloke ve kendini ifade etmek isteyen zihinler.

Bu sağdakini gördünüz mü kaçın, arkanıza bile bakmadan gidin. çok gıcık bir şey.. ahan da bu gsm operatörü reklamındaki "kırmızı" var ya, onun bir değişiği.

ifade özgürlüğü istiyoruz.

nedir? anlatalım.

"Content blocked by your organization, Reason: This Websense category is filtered: Blogs and Personal Sites."

giremezsin kardeşim diyor. ama illa girecem dersen 60 dakikan var günlük, 10 dakikasını şimdi harcamak istersen buyur. kalacak 5 tane 50 dakikan. yani çalıştığım yer benim bloglara girmemi istemiyor, ancak günde 60 dakika yapabilirsin bunu diyor.
he aslına bakarsan hiç giremeyeceğin yerler de var. mesela facebook'a takla atsan, hiç giremezsin diyor. bunu anlayışla karşılıyorum, neden olmasın, herkes çalışsın, sosyal paylaşımlarda fink atmasın, ilgisi dağılmasın.. ama blog hakkı neden kısıtlanıyor ki?

şimdi mesela ben bu yazıyı yazmak için 20 dakika harcadım diyelim, 2 net 10 dakikalık peryodum gitti bile, editlesem falan, 30 oldu... bir iki kişinin bloguna daha baksam bitti süre. demek ki günde 1 yazı yazma hakkım var. peki ortalama kaç dakika sürer ki bir blog yazısı? yeri geliyor 1 saat harcıyorum ben, işte o zaman hepten yandım demek...

dediğim gibi, sitelerin tümden yasaklanmasını her ne kadar desteklemesem de anlayışla karşılayabiliyorum, ama benim bloglara girip çıkma, okuma, araştırma, kendimi ifade etmem kısıtlanmamalı. şirketler için bireysel gelişim önemli değil mi? daha dün dedi ki üst yöneticilerden biri, "modern yönetimde prosedürlerin yerini bireysel yetenekler/yeterlilikler alıyor" dedi, çok doğru. klişelendirmeyin beni ama, siz demiyor musunuz her yerde, "bir zincirin dayanıklılığı en zayıf halka kadardır diye". işte ben de, o da, bu da bununla mücadele etmek istiyor, kendini güçlendirmek, öğrenmek, araştırmak, okumak, yazmak istiyor. her blog, "iddia kuponlarının yapıldığı, download linkleri verilen ya da cinsel deneyimlerin paylaşıldığı yer" değildir. 
(bkz: jiessiares.blogspot.com)

güven, insanlara biraz güven. ben faydalı şeyler için kullanıyorum, bırakın insanları kendi vicdanları kontrol etsin, "insanların vicdanı"nı oynamanın, onun yerine geçmeye çalışmanın bir faydası yok. her sistemin açıkları var, ve ben istersem beni durduramazsınız. bir de, "insanların tanrıya olan inancını kaybetmesinin daha kötüsü, insanların insanlara olan inancını kaybetmesidir". (bu da şizofreni yarışması videosundan alıntıdır.)

en sıkıntılı taraf da şudur: ya bu deveyi güdersin, ya da bu diyardan gidersin. güdüyoruz bakalım nereye kadar.. (güdüyoruz yerine yanlışlıkla gidiyoruz yazdım, allah mı söyletti ne, hayırlısı...)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder