35...

nedir ki bu 35'in sırrı?
yok efendim öyle yolun yarısı hikayesi falan değil bu.
tamamen içimden gelen bir dürtü.

hani herkesin içinden bir sahneye istinaden, yahut tekil, tamamen spontane veya kurgulanmış bir replik geçer ya.. bazen benim içimden de geçiyor ve herhangi birinde eğer bir sayı kullanılacaksa, işte bu sayı (günahları affolsun, ömrü uzun, zihni şen olsun) 35 oluyor.
"35 yerinden bıçakladılar"
"35 kişinin verdiği 35 haber"
"35 mum vardı pastanın üzerinde, 35 hayal kırklığı için 35 mum"

sıkıldım 35ten...

burada şöyle demem gerekiyor sanırım:
"evrenin bana verdiği bir mesaj 35. onda bir sır var ve ben onu bulmalıyım, 35 vakit içinde.."
hemen akabinde kendi kendime, bi sktr git diyorum.

filmlerin etkisi heralde bu her bokun altında bir boncuk aramak (deyimleri birleştirmek afillidir.)
hani böyle gözlerinizi kısarsınız, ya da sabir bir noktaya bakarsınız da belli belirsiz görüntüler çıkar. saydam solucanlar gibi şeyler (solucan mı? ıyykk) işte onlarda bir anlam aradım küçükken senelerce. bir harita, bir harf, bir mesaj, bir kelime, bir işlem.. hiç bir şey çıkaramadım. tabi mesaj bana özel olduğu için, bu arayıştan, bu olaydan kimseye bahsetmedim. şimdi merak ediyorum, acaba başkalarında da çıkıyor mu o saydam solucanlar?

saydam solucanlar...
biyolojiniz, taksonominiz yerin dibine geçsin...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder